Elektrikli Arabalar Gerçekten Sıfır Emisyonlu mu?
byElektrikli arabaları günden güne yollarda daha fazla görmeye alıştık sanki. Avrupa %3, Kuzey Amerika ise %2 elektrikli araç Pazar payına ulaşırken, Çin %5 Pazar payını geçti bile. Avrupanın önemli petrol üreticilerinden Norveç’te ise bu oran %55. Evet dünya geneline bakınca oldukça şaşırtıcı bir rakam var Norveç’te. Her iki arabadan birisi elektrikli. Elektrikli araç fiyatlarına baktığınızda maliyet olarak içten yanmalı motora sahip araçlara göre hiç de ucuz değil. Ama elektrikli araçların çevreci oldukları kabulüyle bir çok devlet vergi indirimleri ve başka kolaylıklarla vatandaşlarını özendiriyor. Ama elektrikli araçlar düşündüğümüz kadar çevreci mi?
Elektrikli araçlarda pek tabii bir içten yanmalı motor bulunmadığında egzoz da bulunmuyor. Egzoz yoksa ve de dışarıya gaz salınmıyorsa yani sıfır emisyonsa otomatikman çevreciymiş gibi düşünüyoruz. Elektrikli araçlar arttıkça yolların çevresinde ve şehir merkezlerinde oluşacak hava kirliliğinin azalacağı bir gerçek. Fakat bu elektriği yenilenebilir enerji kaynaklarından üretmiyorsanız bu araçlara sıfır emisyonlu demek tamamen yalan oluyor. Sadece şehir merkezlerinde artık olmayan hava kirliliğini elektrik santrallerinizin etrafına taşımış oluyorsunuz. Özellikle linyit kömür ile elektrik üretimi yapılan Afşin, Yatağan gibi merkezlerimizde durum içler acısı. İnsanlar bırakın hava kirliliğini üzerlerine kül yanmasına on yıllardır mecburen alıştılar.
Kuzeyin güzel insanlarının toplaştığı Norveç’te yarı yarıya olan elektrikli araç oranının yanında yenilebilir enerji kaynaklarının oranı da %60ı çoktan aşmış. Kuzey kutbuna çok yakın noktalarda denizin binlerce metre altından petrol çıkaran Norveçliler gibi nerdeyse kendi petrollerini hiç kullanmamayı tercih eden bir ülke değilseniz sıfır emisyon değerlerine yaklaşmanız tamamen hayal.
Peki çevrecilik deyince hemen sıfır emisyonu mu hedeflemeliyiz. Nükleer enerji ile çalışan reaktörlerde de emisyon sıfır. Sıfır emisyonlu olmaları gerçekten nükleer enerjiyi çevreci bir çözüm yapmıyor. Çünkü karbon salınımları olmasa bile oldukça tehlikeli atıklara neden oluyorlar. Hem nükleer santralleri kazasız belasız çalıştırmak hem de nükleer atıkları bertaraf etmek her zaman mümkün olmuyor.
Aynı nükleer atıklar gibi elektrikli arabaların da en büyük problemi pilli araba olmaları. En yakınınızda bulunan bir kalem pili ya da herhangi bir pili elinize alın ve dikkatlice bakın. Hepsinde aynı meşhur işareti göreceksiniz: ÇÖPE ATMAYINIZ. Evet piller içlerindeki kimyasallar yüzünden çöpe atıldığında oldukça fazla çevre kirliliğine neden oluyor. Uzunca bir süredir hükümetler atık pil kutularıyla toplamaya çalışıyor. Ama maalesef bu toplanan pillerin imhası mümkün değil, aynı nükleer atıklar gibi güvenli bir şekilde bir yerlerde depolanması gerekiyor. Pil dediğimiz bu elektrik depolama araçları yeni teknolojilerle çevreci geri dönüşüm yöntemleri ile tekrar kullanıma sunulmadıkça atık pil depolama ihtiyacı günden güne artacak. Çok çevreci olduğunu iddia eden zengin ülkeler bunları para verip başka ülkelere gömmeye devam edecek.
Elektrikli arabaların çevreci yaklaşımını biraz da olsa irdelemiş olduk. Elektrikli arabalarla ilgili yazacak çok şey var. Elektrikli arabaların güvenlik ve emniyet yaklaşımına bir başka yazıda değinmek üzere bu yazımızı da şimdilik burada noktalayalım.
Torunlarımıza pillerin bitmediği, çevrenin hiç kirlenmediği bir dünya bırakabilmek umuduyla efendim.
Kadir Usta
0 Yorum
Henüz bir yorum bulunmuyor. İlk yorum bırakan olmak için formu doldurun.